19 Eylül 2025 Cuma

Kime Diyorum Kimeeeee!!!

'Sosyal Medya'nın çöplüğe dönüştüğü günlerde yazdığım Sosyal Medya Çöplüğü başlıklı yazımın üzerinden geçen on yılın ardından sosyal medya adeta, kanalizasyon sisteminin olmadığı günlerde evlerin bahçelerine açılan, ağzı açık bir lağım çukuruna dönüştü. 
Pis kokulu, pis görüntülü, üzerinde uçuşan sineklerin ayaklarına yapıştırdıkları pisliği uzaklara taşıdığı, mikrop saçan bir mecra.
Tabii ki çukurun burada bir günahı yok. Tüm günah çukuru dolduran g.tlerde... Yani kedi kadar olmayıp sıçtığını örtmeyen hepimizde...

Sosyal medya insanların kapalı mecralarda konuştuklarını uluorta konuştukları bir yer olunca eğrisiyle doğrusuyla toplumun gerçekliğini de ortaya seriverdi. Eskinin bilge insanlarının yerini alan ağzı bozuk, dili bozuk, ahlâkı bozuk, bilgisiz ve küstah insan tipi elindeki telefon marifetiyle her yemeğe salça olmaya başladı.
Bunu bilen içerik üreticileri de toplumun bu kesimini gıdıklayan ve tahrik eden içeriklerle etkileşimlerini artırmaya başladı.

Sanatçıların sahne kıyafetleri, insanların deniz kıyısı halleri, kadın sporcuların spor yaparken giydikleri ya da insanların kendi öz tercihleri olan kıyafetleri yerli yabancı fark etmeksizin topa tutulur oldu. Buna bir de şarkı sözleri eklenmez mi! 
İnsancıklar topa tutulmakla da kalmadı, durumdan vazife çıkaran şahısların şikayetlerini kale alan yöneticiler 'suçlular'ı teker teker içeri almaya başladı. 
Bahçeli'ye kalsa sosyal medyayı kapatmakla kalmayacak, Jennifer Lopez'i bile içeri tıkacak! Nihayetinde en büyük 'suçlu' o! Ha bir de "Nesfiliks"! 
Ah bir de "Dark Web" ya da "Deep Internet"i bilseler.

O taraf derin bir konu, biz yine yüzeyde kalalım.
Sosyal medyayı çöplüğe çeviren kim derseniz; hayatında hiçbir konsere gitmemiş, deniz kıyısına hiç inmemiş, hiçbir spor dalıyla ilgilenmemiş, kendi dar çevresinden dışarı adım atmamış, hiç kitap okumamış, tarihten, coğrafyadan, sosyal bilgilerden, kültürden ve sanattan bihaber; bir yandan da sabah akşam gündüz kuşağı programlarının ekranından evlerin odalarına oluk oluk akan seviyesizliği şehvetle izlemiş, kendine 'hoca' diyen tiplerin "tomurcuk memeli bakireler" sözleriyle tasvir ettiği cenneti hak etmek için bugününü cehenneme çevirmiş, yıllarca türkülerin pornografik sözleri eşliğinde gerdan kırıp bel bükmüş güruh derim. 
Tamam. Şimdi biz sosyal medyayı kapatalım ama sosyal medyanın içine eden sosyal medya ahalisini ne yapalım?

Ah mirim, eskiden dutluk olan buralara 'gittikleri her yeri kendilerine benzeten insanlar' üşüşmemişken her şey daha masum ve daha seviyeli idi. Şarkı paylaşırdık, şiir paylaşırdık, yazı paylaşırdık, bilgi paylaşırdık, fikir paylaşırdık. Şimdi sıkıysa paylaş!
Buralar artık en ufak bir şeyin dahi köpürtüldüğü acayip bir yere dönüştü. Gözünün üzerinde kaşının olması dahi suç!
Lakin bir de şöyle bir duruma sebep oldu.
Mesela benim Manifest grubundan haberim yoktu, haberim oldu. Mabel Matiz'in şarkısını dinlememiştim, dinledim. Fatih Altaylı'yı izlemeyen milyonlar vardı, şimdi Altaylı'nın boş koltuğunu milyonlar izliyor. 
Görüyorsunuz, 'Psikolojik Tepkisellik Kuramı'nın bir örneği olan Streisand Etkisi ile yasaklanan her şey daha cazip hale gelip daha geniş kitlelere ulaşıyor. Kaş yaparken göz çıkartılınca sonunda da kendi kazdıkları kuyuya düşmeleri kaçınılmaz oluyor.

Üstte sorduğum soruyu bir kez de bu yönden sorayım:
"Şimdi biz sosyal medyayı kapatalım ama sosyal medyanın içine eden sosyal medya ahalisini ne yapalım?" 
Diğerlerini yasakladığımız gibi bunları da mı yasaklayalım? Yasaklayınca yok mu olmuş olacaklar yoksa yok mu sayılacaklar? Görmediğimiz yerlerde daha çok büyüyüp daha çok şişmeyecekler mi? Sonra da bom diye patlamayacaklar mı? Mesele yasaklamakta değil efendi gibi insan yetiştirmekte değil mi? Bu da ülkenin efendice yönetilmesinde değil mi? 
İnsanca yaşanan, sokaklarında korkusuz dolaşılan bir ülke olmayı istemek kötü bir şey mi? İnsanların güler yüzlü, huzurlu, sakin, saygılı, neşeli ve eğitimli olmasını istemek kötü bir şey mi? 
Hem; ekonomisi tıkırında, herkesin işinde gücünde olup haksız kazancın ve dalaverenin söz konusu olmadığı bir ülkenin başında olmak daha gurur verici değil mi?

Son söz de kendime gelsin;
Kime diyorum kimeeeee!!!
19 Eylül 2025 / C.E.Y.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder