5 Şubat 2025 Çarşamba

Kanser Bizi Bulmadan

Kanser olduğunu duyduğu anda insanın aklına ilk düşen "Neden ben?" olur. Daha sonra "Başka bir doktora daha görünsek mi?", sonrasında "Her şey bitti!", sonrasında da "Nasıl baş ederim?" aşamalarına geçilir. 
Öğrenme, sorgulama, reddetme, yıkılış ve kabul etme ile birlikte, uzun sürecek bir yolculuk başlar. O yüzden kanserle yolculuk bir hedef değil, bir süreçtir.
Kanser kimseyi seçmez. Sadece bir ihtimal işidir ve bu ihtimalin kapsayıcılığı da "herkes"tir.
Kanser denen şey zaten senin kendi hücrendir. Ana rahmine düştüğün anda bölünerek çoğalmaya başlayan, seni büyüten, seni yaşatan, çoğalmayı abarttığı zaman ise yoldan çıkan ve zarar vermeye başlayan, bir çeşit 'Alien'dir. Seni yok ederken aslında kendi de yok oluyordur. 

Sobe! Ebe!
Kanser insanı hiç ummadığı bir anda sobeler!
Kanserin aklı yoktur. Duyguları da yoktur. Ama bir mantığı vardır. Bu mantığın en belirleyici unsurları genetik aktarım (ki kanserli doğan bebekler dahi oluyor) ve hayatı bazen seçerek bazen de seçmeyerek yaşama biçimidirGenetik aktarımı bir kenara bırakıp yaşama biçimine bakacak olursak, seçemediğimiz tarafı coğrafya ve doğduğumuz ev, seçtiğimiz tarafı da seçimlerimizdir.
O bakımdan kanser kimseyi seçmez ama kişi kanser olmayı seçebilir.
Seçimlerimizin kanserde oynadığı role dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için Sivil Toplum Kuruluşları belirli günlerde sağlık ordusunun neferleri ile el ele vererek, durmaksızın 'Kanser'i ve 'Kanser Yolculuğu'nu anlatır.

4 Şubat Dünya Kanser Günü
Uluslararası Kanser Savaş Örgütü tarafından 2000 yılında icat edilen "Uluslararası Dünya Kanser Günü"nün takvimdeki yeri 4 Şubat. Bu tarihte düzenlenen çeşitli etkinliklerle KANSER'e dikkat çekiliyor ve toplumda kanserle ilgili farkındalığın yükselmesi, kanserin tanısı, tedavisi ve nasıl engellenebileceği üzerine bilgiler paylaşılıyor. Bir yandan da yanlış bilginin önüne geçmek ve kanser hastalarının toplum tarafından damgalanmasını önlemek hedefleniyor.
Kanserin ne olduğunu anlatmak ve bu yolla kanser ölümlerinin önüne geçmek için belirlenen bu günde, Birleşmiş Milletler de etkinlikler düzenliyor.

ONKODAY
Prof.Dr. Kayıhan Engin tarafından 1997 yılının Nisan ayında, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Radyoterapi Merkezi'nde, merkezde tedavi görmüş eski hastalar, hasta yakınları ve merkez çalışanları ile birlikte kurulan Uludağ Onkoloji Dayanışma Derneği ONKODAY da, her yıl 4 Şubat gününde 'kanser farkındalık' etkinlikleri düzenler ve basını davet eder. 
Coşkun Özer, Türkkan Evrensel, Füsun Önen, Lütfi Özkan, Güzin Abraş
Bu seneki basın toplantısı yine Onkoday Eğitim ve Anı Parkı'nda gerçekleşti. Davetin ev sahibi olan Onkoday Yönetim Kurulu Başkanı Füsun Önen; Prof. Dr. Türkkan EvrenselProf. Dr. Lütfi Özkan ile Op.Dr. Coşkun Özer'i konuk etti.
Konuşmaların ana teması daha çok "koruyucu ve önleyici" olmak üzerineydi. Çünkü korunmak, tedavi olmaktan daha masrafsız ve daha pratikti.
Yetersiz, sağlıksız ve dengesiz beslenme, düzensiz ve hareketsiz hayat, yetersiz ve dengesiz uyku, sigara, stres, üzüntü, kaygı, ümitsizlik, yalnızlık, neşesizlik gibi pek çok faktör kanseri tetikliyor. 

Sigaramın Dumanı da Dumanı
Yazının burasında sigaraya ayrı bir parantez açmak isterim.
Sigaranın keşfi 1500'lü yıllara dayanır, 1600'lerde yaygınlaşır (eş zamanlı olarak sigaranın kansere sebep olduğu da ortaya çıkmaya başlar), dünya savaşları sırasında sigara üreticileri tarafından askerlere moral olsun denilerek müttefiklere ücretsiz sigara yollanır. Tütün endüstrüsi Hollywood filmleri ve birbirinden havalı reklamlarla sigara kullanımı yaygınlaştırır. Zaman içinde sigaranın zararları anlaşılmaya başlanıp, sigara tüketimi gelişmekte olan ya da az gelişmiş ülkelere kaydırılır. Sigara içimi çeşitli şekillerde yasaklansa da tütün üretimi hiçbir zaman yasaklanmaz.

Sigara dahil her türlü olumsuzluğa rağmen sapasağlam yaşayan da var, her şeyi düzgün yapmasına rağmen kanser olan da diyeceksiniz. Doğru. Ama biz istisnai örnekleri değil, geneli konuşuyoruz. 
* Normal seyrinde giden bir arabanın da kazaya karışma ihtimali vardır, yavaş gidenin de, hızlı gidenin de. Takdir edersiniz ki süratinizi arttırdıkça kaza riskini de arttırırsınız. 
Bu da öyle bir şey...

Hastalara ve Hasta Yakınlarına Psikolojik Destek
Kanser hastasının hayatı değişmişken hasta yakınlarının hayatı da iç halkadan dış halkaya doğru azalan etkide değişmeye başlar. Hasta kişinin hastalığı kabullenip, süreci sürdürmesi için bazen psikolojik desteğe ihtiyacı olur. Hasta yakınının da bu bakımdan en az hasta kadar bilinçlenmesi ve desteklenmesi gerekir. Hasta hastadır ama hasta yakını hasta değildir. Hasta yakını hastanın psikolojisini yeterince anlayamayabilir. Ya da hastalığı fazla içselleştirir ve sonunda o daha çok bakıma muhtaç hale gelir. Oysa onun sağlam kalması gerekmektedir. Ki hem evindeki hastaya doğru bakabilsin hem de kendi hayatını sağlıklı bir biçimde devam ettirebilsin.
Biliyorum, zor ama imkânsız değil.

Hayat Hevesinizi Kaybetmeyin
Füsun Önen ile basın toplantısı öncesi ettiğimiz sohbet esnasında Füsun hanım kendisinin de bir onkoloji hastası olduğunu, tedavi sürecinde kendisine hep minik minik hedefler koyduğunu, hayat hevesini hiç kaybetmediğini söyledi. Evladımın üniversiteyi kazandığını göreyim, okuyacağı şehirdeki evi bulup yerleştireyim, okulu bitirmesini göreyim, iş bulup kendi ayaklarını üzerine durduğunu göreyim, evlendiğini göreyim, torunumu göreyim, torunumun okula başlamasını göreyim ve dahası. İnsanı hayatta ve ayakta tutan işte bu hevesler.
* Bir şehir efsanesine göre; işine yürüyerek gidip gelen Ford otomobilleri sahibi Henry Ford'a bu kadar uzak bir mesafeyi nasıl yürüdüğünü sorduklarında, ben hep köşe başlarını hedefliyorum der. O köşeyi dönünce, bu sokağı geçince, diğer köşeye gelince... 
Hedefi uzağa değil, yakına koymaktır bu. Tıpkı Füsun Hanımın yaptığı gibi...
Ayrıca kendisi ile aynı yollardan geçenlere yol gösterici ve destekleyici olmak, onların yolculuklarına eşlik etmek, iyileşenlere sevinmek, kayıpların azalması için çaba göstermek; bunlar da insanı hayata bağlayan, zihnin ve bedenin dikkatini başka tarafa yönelten, dertlenip dertlenip ömrünü kısaltmaktansa ömrüne ömür katan çalışmalar.
Hem, el ele daha güçlü değil miyiz?

Teknoloji ve Operasyon
Gelişen teknoloji ile birlikte tıbbî ekipmanların da gelişmesi ameliyatları hem doktorlar hem de hastalar için daha konforlu hale getirdi. Op.Dr. Coşkun Özer, ameliyat sonrası ertesi gün evine gönderdiğimiz hastalarımız oluyor dedi. Eskiden olsa o hastanın en az bir hafta hastanede kalması gerekirdi. 

Pasif - Agresif
Kanser çok bileşenli bir hastalık. Kiminde yıllara yayılan bir süreç yaşanırken kimisini birkaç ayda alıp götürüyor. Kimisi tedaviye cevap veriyor, kimisi vermiyor. Genelde sinsi ilerlediği için bazen ortaya çıkışı geç olabiliyor. O yüzden "erken tanı" çok önemseniyor. "Kanserden korkma geç kalmaktan kork" sloganını unutmadınız değil mi?
Düzenli tarama ve bazı kanser türlerinin aşılarını olmak bu konuda faydalı olacaktır. Ülke sathına yayılmış olan "Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi" KETEM'lerde ücretsiz testler ve taramalar yaptırabilirsiniz.
Kanser İlaçları
Pek çok hastalık gibi Kanser de pahalı bir hastalık. SGK tarafından sağlık uygulama tebliği geri ödemesi yapılacak olan ilaç listesinde bulunan kanser ilaçlarını ödeniyor. Kalan ilaçların bedeli SGK tarafından ödenmiyor, ancak bazen hukuk yolu ile ilacın ücretsiz temini sağlanıyor veya ödenen bedellerin iadesi alınabiliyor. Muadil (eşdeğer) ilaç da kullanılabiliyor. Akıllı ilaçlar da hastayı hırpalamadan tedavi ediyor.
Onkolojide Hasta Hakları başlıklı bir yazıda, kanserle yaşayan bireylerin kanser tedavisinde (radyoterapi, kemoterapi, radyo izotop tedavileri) sosyal güvence sorgulanmaksızın sağlık hizmetlerinden ücretsiz faydalanma hakkı vardır yazıyor.
Yazının devamı şöyle: "Kanser tedavisi, cerrahisi ve ilacına ilişkin her türlü ilave ücret ve fark ödemesi kaldırılmıştır. Bu kapsamda; SGK ile sözleşmeli/protokollü sağlık hizmeti sunucuları sunmuş oldukları Kanser tedavisi, cerrahisi, ilacı nedeniyle hiçbir şekilde ilave ücret almayacaktır. (05.07.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ). Türkiye’de ruhsatlandırılmış olmayan ve Hasta Katılım Payından Muaf İlaçlar listesinde yer almayan ilaçlar için ayrıca ücret ödenmek zorunda."
Sağlık Bakanlığı'nın kanser hastaları için son uygulamaları nedir bilmiyorum.
Sağlık Bakanlığı kanser hastalarına yeterince sahip çıkar ya da çıkmaz bilemem ama, ONKODAY gibi STK'lar hastaların elini bırakmamakta kararlı

"Duyguların Yolculuğu"
ONKODAY ve Kanserle Dans Derneği iş birliğiyle hayata geçen ve 4 Şubat günü Bursa Kent Meydanı'nda, -2. katta açılan "Duyguların Yolculuğu" resim sergisi 9 Şubat'a kadar ziyaret edilebilecek. 
“Duyguların Yolculuğu” projesi, hastaların teşhis anından tedavi sürecine ve sonrasına kadar tüm duyguları yapay zekaya aktararak, o duyguların yansıması resimlerden oluşan bir sergi.
Bu proje ile hastaların içsel dünyalarının nasıl dışa vurduğu ve tedavi sürecinde psikoonkolojik desteğin ne kadar kritik olduğu vurgulanıyor. Projenin hayata geçmesinde doktorlar ve Bristol Myers Squibb de destek olmuş.
****
Kanser bizi bulmadan biz onu bulursak, sobelenmeyi beklemeden sobelersek, önce kendimizi sonra sevdiklerimizi, kısacası yaşam kalitemizi koruyabiliriz.
Ne diyelim; tedbir kuldan, bakım sağlık ordusundan, takdir Allah'tan... 
5 Şubat 2025 / C.E.Y.

SAĞLIK ÜZERİNE YAZDIĞIM YAZILARDAN BİRKAÇI
LÖSEV Bursa / 13 Ocak 2018
Süper Kırılgan Olivia / 7 Mayıs 2022

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder