18 Haziran 2016 Cumartesi

Babanızı seçemezsiniz ama evladınızı yetiştirebilirsiniz

Biliyorum, hepimizin babaları çok kıymetli.
Hepsi birbirinden özel, hepsi birbirinden yakışıklı, hepsi birbirinden güçlü.
Hele de öte dünyaya göçmüşlerin hepsi birbirinden badem gözlü.
Değil oysa.
Tüm insanlar gibi onların da hataları var, onların da bilmedikleri çok, onların da bilinmeyenleri çok.
E insan baba olarak doğmuyor haliyle. Babalığı da evlatlarıyla yaşaya yaşaya öğreniyor. Öyle ki; geçtiği yollarda her evladının gözünde başka bir baba oluyor.

Lakin babalığının yanı sıra karısının kocası, ana babasının evladı da oluyor.
Bazen aile içi çekişmelerde ortada kalıyor, bazen karısını kıskanan deli fişek bir koca, bazen yoldan geçen bir afetten gözlerini alamayan çapkın bir erkek oluyor.
İnsan olmanın tüm gereklerini yaşıyor kısacası.

Bu Babalar Günü'nde insan olma sınırlarını zorlamış babaları ve çocukları yazalım istedim biraz.

Malum memleket iyice çıldırmış bir durumda ve sokaklarda olsun, kapalı kapılar ardında olsun inanılmaz bir vahşet yaşanmakta.
Bu vahşetin başrollerindeki insanlarla iç içe yaşamaktayız üstelik. 
Bir katil markette ürün seçerken yanımızdan geçiyor belki, belki dolmuşta yanımızda bir tecavüzcü oturuyor, belki de eve gidip bir an önce ev halkını hizaya sokmak için acele eden bir adamın haşince kullandığı bir araç ile birlikte yol almadayız trafikte.
Kimin içinde kimin yaşadığını bilmiyoruz.
Yol kenarında gözünüze ilişen, geceleri eğlence mekânlarında alkışlayıp gündüzleri taşladığınız transseksüel beden işçisinin müşterisi kim?
Yan komşunuz mu?
Her gün selamlaştığınız mesai arkadaşınız mı?
Ya yanı başınızdaki suçlu kim? 
Dayı, amca, enişte, yeğen, kuzen, ağabey, kim bilir, belki de babanız mı?
****
Suçlu bir babanın evladı olduğunuzu düşünün bir, ya da suçlu bir evlada sahip bir baba olduğunuzu.
Babanızın suçu yüzünden utandığınızı düşünün, ya da evladınızın suçlu olmasında kendi hatalarınızı aradığınızı.
Başarıyı sahiplenip gurur duymak kolay elbet.
Soralım o zaman:
Bir baba çocuğunun suçundan dolayı suçlanmalı mıdır, bir çocuk babasının suçundan dolayı utanmalı mıdır?
Böyle yazıyorum da; gittikçe yozlaşan toplumda utanma duygusunun da yitip gittiğini gördükçe "Kimden bahsediyorum ki ben?" diye sormuyor değilim kendi kendime.
Sadece tohumlarını saçtığı için baba olmuş ve babalığın sorumluluğunun farkında olmayan, kendi çocuklarından başlayarak tüm dünyaya karşı sevgisiz, ilgisiz, merhametsiz bir insanın babalığı mı olur?
O ortamda yetişen çocukların içinde baba sevgisi mi olur?
Daha kötüsü, o ortamda yetişen çocuklara o baba nasıl bir "rol model" olur?
Peki ya "iyi aile çocukları" nasıl olur da azılı birer suçlu olur?
Ve toplum tarafından linç edilen azılı bir suçlunun "iyi aile babası" olarak yaşamak nasıl olur?
Güllük gülistan değil işte her şey.
****
Babalar Günü hayatını sevgi içerisinde geçiren insanlar için "hatır-gönül-şükran" günü olarak kutlanıyor hep.
Arkalarında hoş sadalar bırakarak giden babalara selam ederek bitirelim yazımızı o zaman.
Babalığı layıkıyla yaşayanları ve babalığı yeni öğrenmeye çalışanları da zamanın kollarına bırakalım...
Unutmayın;
Babanızı seçemezsiniz ama evladınızı yetiştirebilirsiniz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder